SAĞLIK
19 Şubat 2020 - 11:26
Fedakar kocalardan eşlerine ikinci hayat: Böbreklerini değiş tokuş yaptılar
Kan grupları uyuşmadığı için hasta eşlerine organ vericisi olamayan iki fedakar koca çapraz nakil için eşleşti, böbreklerini değiş tokuş yaptı.
SAĞLIK
19 Şubat 2020 - 11:26
İzmir’in Menemen ilçesinde yaşayan Mülkiye Dişli ile forklift operatörü Vedat Dişli 1999 yılında evlendi. 2002’de oğulları Serhat, 2004’te kızları Berfin dünyaya geldi. Daha nişanlıyken böbreklerinde protein kaçağı tespit edilip “nefrotik sendrom” tanısı koyulan Mülkiye Dişli’nin sağlığı 2. çocuğunu dünyaya getirdikten sonra iyice bozuldu, 2005’te diyalize girmeye başlayan genç kadın bir yıl sonra Ege Üniversitesi Hastanesinden kadavradan yapılan bağışla böbrek nakli oldu. Ancak iki çocuk annesinin sağlık sorunları tam bitti denilirken bu kez lenfomaya yakalandı, 7 ay kemoterapi gördü. Lenfomayı atlattı diye sevinen Mülkiye Dişli, bu kez aldığı ilaçlar yüzünden nakil böbreğini kaybetti. 2018’de tekrar başa dönen ve diyalize mahkum olan Dişli, ikinci kez nakil olabilmek için İzmir Kent Hastanesine başvurdu. Eşi Vedat Dişli gönüllü verici olurken, kan grubu uyuşmazlığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Dişli’nin adı Ekim 2019’da hem kadavra hem de çapraz nakil listesine yazıldı.
Eşiyle nişanlıyken rahatsızlandığını belirten Mülkiye Dişli, “Protein kaçağı olduğunu öğrendiğimde eşime ilerde zorluklar olacağını ve kaldıramazsa ayrılabileceğimizi söyledim. ‘Ben hasta olsaydım sen beni bırakır mıydın?’ dedi ve yanımda oldu, sözünde durdu. 2006’nın 4’üncü ayında ilk naklimi oldum. Nakilden iki sene sonra lenfomaya yakalandım, zor bir süreçti. Sonra atlattım. 2018’ kadar idare ettim. Böbrek nakli gerekti, abimle uymadı. Hep umutsuzduk, lenfoma geçirdiğim için böbreğin atma riski olduğunu söyledi doktorlar. Takip altındaydım, çok ilaç kullandım. Şükür ki burada donör bulundu. Umarım herkes bulur. Çok mutluyum. Karşı aile de çok iyi, bundan sonra bir aileyiz biz” dedi.
Eşinin 15 yıldan bu yana diyalize girdiğini, o günden beri bu hastalıkla uğraştığını belirten Yunus Er yaşadıkları şansızlıklara da değinerek,“Aslında daha önceden donör bulunmuştu. İskenderun’da ikamet ederken Adana’daki Balcalı Hastanesinde kayıtlıydık. Bir sene İskenderun’da diyalize gidip, İzmir’e taşındık. İzmir’e geldikten 6 ay sonra Adana’dan bizi arayıp kadavradan böbrek çıktığını söylediler. İzmir’de olduğumuz için yetişemeyecektik kısmet olmadı, gidemedik. Burada Bozyaka ve Tepecik Hastanesinde diyalize gittik. 10 sene burada kaldık. Gittik geldik. Mardin’e taşındık. Oraya gittikten sonra da İzmir’den aradılar böbrek çıktı diye. O da kısmet olmadı. Sonra eşime kısmetimizde böyle bir şey olmadığını konuştuk. 6 ay önce durumumuz bayağı kötüye gitti, eşimin karaciğeri ve akciğeri su toplamaya başladı. Çok hassas duruma geldi. İzmir’e geldik, ve Kent Hastanesi’ne müracaat ettik. 2-3 ay gittik geldik. Bir çapraz nakil için aday bulundu, ancak karşı tarafın önceden bir böbreğinin olmadığını öğrendik. O zaman çok üzüldü eşim, kısmetinde olmadığını düşünmeye başladı. Bir ay sonrasında da Vedat beylerle tanıştık. Mutlaka görüşmeye devam edeceğiz. Vedat benim kardeşimden farklı değil, öyle hissediyorum. 15 sene oldu bu hastalıkla yaşıyoruz. Eşim dünyadan kopuk yaşıyordu, gün aşırı diyalize gidiyordu. Gecenin 3’ünde 5’inde gidiyordu. Bedenen dünyadaydı ama ruhsal olarak kopuktu. Şimdi bizim için başka bir dönem başlayacak. Eşimin en büyük hasreti su içmekti. Buzlu su içmek zorunda kalıyordu ve o da akciğerine etki ediyordu. Ben tek böbrekle yaşarım pek etkisi olmayacak. İnsanın bazı organları bu nedenle çift. Eşim ve Mülkiye hanım artık hayata bambaşka bakıyorlar” dedi.
İlginizi Çekebilir