2002’de terörün bitme noktasında olduğu dönemde AKP Sn. Bahçeli’nin üstün öngörüşü ile iktidara geldi. 30.000 kişinin ölümünden sorumlu terörün başı tutukluydu..
Açılım sürecinin başlangıcı ve terör örgütü ile müzakerelerin başlaması..
İmralı ile görüşmelerin başlaması..
Akil adamların bölgelere dağılması..
Atatürk’ün, türk kelimesi ağızlarından çıkmasından çekindikleri için Gazi Mustafa Kemal demmesi..
Türk milleti içinde türk kelimesini söylememek için millet denmesi..
Andımızın okunmasına tahammül edilememesi…
Ne mutlu Türküm! yazısına ve söylemine tahammül edilememesi…
T.C’nin kaldırılması…
Bir çok köy ve yöre adlarının Kürtçeye çevrilmesi..
Suriye’de Esat’ın devrilmesi için karşıtlarına her türlü lojistik desteğin başlaması..
AKP’nin sıkıştığı zamanlarda, atarken mangalda kül bırakmayan Bahçeli’nin devamlı koltuk değneği olması…
Yaramaz çocuklar denilen İşid’in adının Deaş olması..
Osmanlının son döneminde ki gibi savurganlığa ve sefahata yönelinmesi...
Analar ağlamasın derken ortalığın kan gölüne dönmesi..
Selahattin Demirtaş’ın Türkiye partisi olacağız diye ılımlı konuşmalarının altında yatanın ne olduğunun anlaşılamaması..
Bütün bunlara ilave koalisyon müsameresi..
Sonunda terör örgütü PKK ve İşid’in ülkeyi kan gölüne döndürmesi..
Sn. Erdoğan asla koalisyona izin vermez. Koalisyonda bazı bakanlıkların koalisyon ortağına verilmesi gerekiyor. Şaibe ve yolsuzluk bulaşmamış bir bakanlık var mı bilinmiyor?.. Olası bir incelemede sonunun nerelere varacağı bilinemiyor!. Bu durumda Sn. Erdoğan asla koalisyona izin vermez.
Ülke tam bir kaosa sürüklenmeye devam ediyor. Yazık oluyor millete…