Atatürk Yeni Türkiye’yi şekillendirirken ülkeyi dünyadan ayrı düşünmemiş aksine tüm kurumlarıyla modern bir Türkiye planlayarak mümkün olduğunca ona entegre etmeye ve iç siyaset ile ekonomik dengeleri de bir arada yürütmeye çalışmıştır.
Pek çok hususta radikal değişiklikler ve devrim hareketleri belli bir mantık silsilesi içinde uygulamaya konulmuştur. Muhalifler işbirlikçiler ve değişime karşı çıkanların varlığına rağmen devrimler gerçekleştirilmiştir.Dikkat edilecek olursa Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak için izlenen yol haritası çok önemlidir.Başlıklar itibariyle şu şekilde sıralayabiliriz.
ULUSAL DEVLETİN KURULMASI
· Cumhuriyetin İlanı ve Mustafa Kemal Paşanın Cumhurbaşkanı Seçilmesi (29 Ekim 1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (1924)
· Devletin Dinsel Kurumlardan Arındırılması (Laiklik)
· Halifeliğin Kaldırılması (1924)
· Tevhid-i Tedrisat Kanunu (1924)
· Şer’iye (Din İşleri) Bakanlığının Kaldırılması (1924)
· Tekke, Türbe ve Zaviyelerin Kapatılması (1925)
· Türk Medeni Kanunu’nun Kabulü (1926)
· Anayasadan Laikliğe Aykırı Hükümlerin Çıkartılması (1928)
· Kadınlara Siyasal Hakların Verilmesi (1934)
· Bütün Dinlere Ait Din Adamlarının Dinsel Kıyafeti Yalnız İbadethanelerde Giyebilmesinin Kabulü (1934)
· Yeni Türk Devletinin Altı Temel İlkesinin Anayasaya Girmesi
· -Demokrasiye Geçiş Denemesi (1930) – (Başarısızlıkla Sonuçlandı).
HUKUK SİSTEMİNİN KURULMASI
· Saltanatın Kaldırılması (1922)
· Cumhuriyetin İlanı (1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (1924)
· Türk Medeni Kanunu’nun kabulü (1926)
· Diğer Temek Kanunların Kabulü (1926-1930)
· 1 Mart 1926 Türk Ceza Kanunu’nun kabulü.
· 22 Nisan 1926 Borçlar Kanunu’nun kabulü.
· Kadınlara Siyasal Hakların Tanınması (1934)
EĞİTİM SİSTEMİNİN KURULMASI
· Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun Kabulü (1924)
· Maarif Milli Eğitim) Teşkilatı Hakkındaki Kanun’un Kabulü (1926)
· Harf İnkılabı (1928)
· Millet Mekteplerinin Açılması (1928)
· Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti’nin Kurulması (1931)
· Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin Kurulması (1932)
· Modern Üniversitelerin Kurulması (1933)
EKONOMİ ALANINDA YENİLEŞME ÇABALARI
· Ulusal Ekonomi İlkesinin Kabulü (Türkiye İktisat Kongresi-1923)
· İş Bankasının Kurulması (1924)
· Aşar (Tarımsal Üretim) Vergisinin Kaldırılması (1925)
· Kabotaj Hakkının Tanınması (1926-Denizlerle ilgili)
· Teşvik-i Sanayi (Sanayinin Özendirilmesi) Kanunu’nun Kabulü (1926)
· Anadolu Demir Yollarının Satın Alınması (1927) ve Demiryolu Yapımlarının Başlaması (1927-1939)
· Planlı Ekonomiye ve Sanayileşmeye Geçiş (Birinci Beş Yıllık Plan 1933-1938)
TOPLUMSAL YAŞAYIŞIN YENİDEN DÜZENLENMESİ
· Şapka Kanunu’nun Kabulü (1925)
· Uluslararası Saat ve Takvimin Kabulü (1925)
· Türk Medeni Kanunu’nun Kabulü (1926)
· Uluslararası Rakamların Kabulü (1928)
· Ölçülerin Değişmesi (1931)
· Soyadı Kanunu’nun Kabulü (1934)
Şüphesiz, Türkiye’nin iç siyasi şartlarının vardığı noktada dünya siyasi gelişmelerinden de etkilenmiştir. Bu doğal bir süreçtir.
Hâkimiyet konusunda Atatürk’ün görüşleri şu şekildedir: Kralların ve Padişahların istibdadına dinler mesnet olmuştur. Krallar, Padişahlar, Halifeler, etrafını alan papazlar, hocalar tarafından yapılmış teşviklerle, ilahi hukuka istinat etmişlerdir. Hâkimiyet bu Hükümdarlara Allah tarafından verilmiş olduğu nazariyesi uydurulmuştur. Buna göre hükümdar, ancak Allah’a karşı mesuldur. Halbuki, kuvvetin ve salâhiyetin Allah’tan geldiğine ve yalnız ona karşı, ahirette, hesap verileceğini farz eden ve devleti, memleketi miras bir malikâne kabul eyleyen bir hükümdar, her türlü kayıttan kendisini uzak görür.
Hükümetin, mahdut insanların, sınıfların, elinde bulunması dahi millet mevcudiyetinin asla kabul edemeyeceği bir keyfiyettir.
II.TBMM döneminin en önemli olayı 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet’in ilanıdır. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışı ile milli egemenliğe dayalı yeni bir devlet kurulmuştu. Ancak kurtuluş savaşı devam ederken, milli birlik ve beraberliğin bozulmaması için rejimin adı konulmamıştı. TBMM’de 25 Ekim 1923’te ortaya çıkan kabine bunalımı sonucunda, 27 Ekim’de Ali Fethi (Okyar) Bey’in istifası üzerine bir hükümet bunalımı yaşanmış, yönetim şeklinin kusurları daha net ortaya çıkmış ve 29 Ekim 1923’de Anayasa’nın ilgili maddeleri değiştirilerek ülkenin yönetim şekli Cumhuriyet olarak belirlenmiştir.
Cumhuriyet “egemenliğin bir kişi ve zümreye ait değil, toplumun tümüne ait olduğu bir devleti ifade eder. Hükümet şekli olarak da “başta devlet başkanı olmak üzere devletin başlıca temel organlarının seçim ilkesine göre kurulmuş olduğu, özellikle bunların teşekkülünde veraset ilkesinin rol oynamadığı bir hükümet sistemini” ifade eder.
Türk Milleti’nin idare şekli, kuvvetler birliği esasına dayanır. Hâkimiyet birdir. Kayıtsız şartsız milletindir. Büyük Millet Meclisi, millet namına hâkimiyet hakkını kullanır.
Lozan Antlaşması ile (24 Temmuz 1923) Türk Milli Misakı’nda ifade edilmiş, isteklerin genellikle uluslararası tanınması; başarılan askeri ve siyasi programın dünyaca kabul edilmesinden sonra atılan en büyük adım Cumhuriyet’in ilan edilmesi olmuştur. Lozan bir yönüyle Yeni Türk Devleti’nin kuruluşunun uluslararası kabulü olmuştur.
Bu dönemde sanayi işletmeleri kuracak özel girişimcilerin varlığının azlığı devletçi ekonomik rejimin benimsenmesine neden olmuştur. İleriki yıllarda 1929’da yaşanan dünya ekonomik buhranı Türkiye’yi de olumsuz etkilemiştir.
Ekonomi konusundaki önemin anlaşılması açısından Atatürk’ün söylemiş olduğu sözler çok manidardır. “Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferler ile taçlandırılmazsa meydana gelen zaferler kalıcı olamaz” Lozan görüşmeleri esnasında Lord Curzon’un söylediği sözler Atatürk’ün haklılığını teyit etmektedir. Lord Curzon delegelerimize: “ Ne reddederseniz cebimize atıyoruz. Cebimizde saklıyoruz. Memleketiniz haraptır. Yarın para bulmak için bize geleceksiniz. Her para isteyişinizde, bu cebimize koyduğumuz, reddedilmiş teklifleri çıkarıp size takdim edeceğiz” .
Bu nedenle Atatürk 1930 yılından sonra yeni bazı denemelere girişerek bu endişelerini giderme yolları aramaya başlamıştır. 1930’dan sonra devletin iktisadi hayatı düzenleyici rolü kabul edilmiş, planlı iktisada geçilmiş, 1934 yılında I.Beş Yıllık Sanayileşme Planı devreye sokulmuştur.
Kısaca bu dönemde Yeni Türkiye’nin en büyük ulusal davası sanayileşmek olmuştur. Çalışmalar sonucu 1923-1938 arasında Gayri Safi Milli Hasıla %115 artmış, fiyatlar %-32 olarak gerçekleşmiştir.
1930’dan sonraki yeniliklerin içinde, Türklerin tarihi ve dilini araştırma, bilimsel yaşayışın temeli olan üniversiteyi kurma gibi çok önemli, kültür sorununa çözüm getirici adımlar da vardır. Atatürk ulusal esaslara dayanan devletin temelini sağlamlaştırma, ulusal bilinci yayıp geliştirme konusunda büyük çaba
harcamıştır.
Atatürk zamanında,hükümetin denetlenebilmesi, değişik fikirlerin Mecliste temsil edilebilmesi için çok partili döneme geçiş denemeleri olmuştur. 1924 Anayasasının kurduğu rejim çok partili siyasal hayata izin veriyordu. Buna rağmen Atatürk bundan hoşnut olmamıştı zira, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasına, Cumhuriyete, Halifeliğin kaldırılmasına karşı olan herkes doluşmuştu. Yeni kurulan parti Atatürk’ün yapmak istediği inkılap hareketlerini engellemek için son umut görülüyordu.
Gerçek anlamda çok partili döneme geçiş ise, dünya konjonktürünün de etkisiyle Cumhurbaşkanı İsmet İNÖNÜ zamanında 1946 yılında olmuştur.
Reklamlar dönemine(1923-1938) topluca baktığımızda; Atatürk tarafından yapılanların Cumhuriyetçilik, Ulusçuluk, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik esası üzerine Cumhuriyetin bina edildiği görülmektedir.
İşte bu Cumhuriyet, Tülay Bapuşçu’ nunmillet vekili olmasını sağlamıştır. Ancak inancı ne olursa olsun;
''Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim.'' ettiği yemini
nasıl etmiştir. Bunu da açıklarsa iyi olur.
YARARLANILAN KAYNAKLAR:
- Ahmet MUMCU; Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Anadolu Üniversitesi Yayınları, ESKİŞEHİR
- Doç. Dr.Mustafa KESKİN; “Atatürk Türkiye’sinin Yeni Siyasi Yapılaşması”, Gnkur.Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları,10 Kasım 1990, Atatürk Dizisi, Sayı 23, Atatürk Haftası Armağanı, ANKARA, 1990
- Amiral ( e ) Çetinkaya APATAY, Yalçın İLTER; “Tarih Aynasında İmparatorluklar Başkenti İstanbul ve Cumhuriyet”
- Orhan DURU; Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye’nin Kurtuluş Yılları, Milliyet Yayınları
- Yrd.Doç.Dr.Cemal AVCI – Yrd.Doç.Dr.Adem KARA; “Bağımsızlığa Giden Yol, Türk İnkılabının Tarihi” IQ Yayıncılık No: 209 İSTANBUL 2007