Dediğim dedik diyen Erdoğan tarih verdi, 29 Ekim Cumhuriyet bayramı nedeniyle dört günlük tatili değerlendirerek . YSK anında onayladı. 1 Kasım’da yeniden seçim yapılacak. Seçim sonucu aşağı yukarı tahmin ediliyor. Bence HDP’den ziyade MHP’nin oy kaybı hesapları yapılıyor. Ne de olsa başında Bahçeli var. Seçim sonrası yaşanan acılarda Bahçeli’nin de payı var.
Erdoğan’a başkanlık olanağı sağlansa da sağlanmasa da, yeniden seçim olma ihtimali var!. Çıkan duruma göre koalisyon ihtimali daha yüksek görünüyor. Sn. Erdoğan izin verirse!.. Merak edilen ise Erdoğan’ın seçim kampanyalarında ana hedefi HDP’nin baraj altında kalması ve AKP’nin tek başına hükümet kurabilmesi..
Seçim stardını teröre karşı birlik mitingi ile verdi. Hedef HDP ve tüm muhalefet oldu, televizyonlardan izlendi.. Mili ve yerli 550 Milletvekili istemesiyle yine toplumu ayrıştırdı. Peki Amerikan vatandaşı, Ermeni ve İngiliz vatandaşı olanları milletvekili yaparken milli ve yerli vekiller aklına gelmedi mi?
7 Haziran seçimlerini bir hatırlayalım. AKP 18.864.864, CHP 11.518.070, MHP 7.519.168, HDP 6.057.506 diğer partiler ve bağımsızlar 3.035.686 oy aldılar. Toplamda AKP karşıtı halkın oyu 28.130.430 olmaktaydı. Bunun anlamı AKP’nin 13 yıllık iktidarına yönetemiyorsun frenini yaptı. Erdoğan içinde başkanlık hayalinin sonuydu. Bu kabul edilebilir bir durum değildi.
Yıllarca PKK’nın ülkede yapılanmasını, silahlanmasını, tuzaklar kurmasına göz yumulan, PKK ve PYD’nin, Kürdistan’ a ABD desteğiyle Akdeniz’e koridor açmasını göremeyen, çözüm süreci ile toplumda algı yönetimini iyi kullanan AKP, bir anda sadece kendilerince bilinen çözüm sürecine, son verdi. Oysa, başkan gibi yönetmeye devam ediyordu Erdoğan. Anayasa ve hukuk hiçe sayılarak. Ülke her gün mutlu şehit! haberlerinin acısını yaşamaya başladı. Şehit kardeş acısıyla feryat eden Yarbay Alkan’ı linç etmeye kalktılar. Yetmedi alevi diyerek sözde mezhep ayrımcılığı yaptılar.
Seçimde kampanyayı Erdoğan yürütecektir. Yalçın Akdoğan ; akan kanı Başkanlık olmamasına bağladı. Sanırım kampanya bunun üzerinden yürütülecek. Toplum karşısında bu nasıl ifade edilecek ve toplumdan ne karşılık görecek!?.. Ekonomi ve sosyal yapı alarmda. Esnaf siftah yapmadan günü geçiriyor. Çekler ödenemiyor. Döviz, iş dünyasının hayatını karartmış, borçları reel bazda % 25 artmış. İşsizlik ayrı bir sorun. İşçi, memur ve emekli kredi kartı ile yaşamını idame etmeye çalışıyor. 2015 tam bir kayıp. Bu gidişle 2016 da yine kayıp olacak.
Her şeyden önemlisi Erdoğan’ın başkanlığı..
Ülke tam bir kriz ve kaos ortamında.. Meclisin çalışması gereken zamanda tatilde olması kabul edilebilir bir durum değil. Ülke seçim hükümeti adı altında AKP tarafından kararnameler ve atamalarla yürütülüyor. Toplum 1 Kasımda bunları nasıl değerlendirir bilmek mümkün değil.
Toplumları birleştirici bir unsur olan dini bayramların, Müslüman bir ülkede aklın egemen olacağı, hoşgörünün, birlik ve beraberlik duygularının öne çıkacağı bir kurban bayramının İslam dünyasına hayırlar getirmesini dilerim.
NOT : İslam düşünce tarihinde mezhep dediğimizde iki farklılaşmayla karşılaşırız: Birincisi İtikadi-Kelami mezhepler: Harici, Şii, Mu’tezili, Eş’ari, Matüridi gibi. İkincisi ise Fıkhi-Ameli mezhepler: Hanefi, Maliki, Hanbeli ve Şafilik gibi.
Türkiye’de meseleyi en iyi bilmesi gerekenler bile, nedendir bilinmez, Sünniliği hala kullanışlı bir kelimeymiş gibi sunmaya ve Sünniliği bir mezhepmiş gibi algılatmaya devam ediyorlar.