Patlamalar... patlamalar... Neler oluyor? Öncelike patlamalarda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum.
Ben işin biraz daha fazla sportif kısmı ile ilgileniyorum.
Hafta içinde Braga ile Fenerbahçe arasında çeyrek finale yükselme müsabakasını izledik ve Bebek katili İvan'ın skandal kararları ile sarsıldık...
Hırvat hakem maça öyle şartlı çıkmışki adeta rakip teknik direktör gibi analiz yapıp Fenerbahçe'nin kalbi Mehmet Topal'ı oyundan atmak üzerine kurmuştu herşeyi.
Ortasahada hiçbir tehlike arz eden bir durum yok, maçın sonucunu değiştirebilecek bir durum yok Topal'ın kendisini yere bırakmasına sarı kart gösterdi. Oysa kuralda rakip ceza sahası içinde bir oyuncu hakemi aldatmaya yönelik bir hareket yaparsa sarı kartla cezalandırılır yazıyor.
Bebek, Topal'ı artık atacağını ayan beyan ortaya koyuyordu. Bir pozisyonda da teknik direktör Vitor Pereira'yı tribüne gönderdi.
Ne yazık ki koskaca Fenerbahçe kulübünün teknik direktörü olan Pereira, hakem Bebek'in ilk yarıda Mehmet Topal'ı atacağını bu kadar belli etmesine rağmen ikinci yarıyada Mehmet Topal'la başlayıp hakem Bebek'in ekmeğine adeta yağ sürdü.
Kundaktaki bebeğin bile ilk yarı skorunun 1-1 bittiği rakibin en az iki gol atması gereken bir maçın ikinci yarısına iki sarı kartlı liberosundan birini çıkarıp Ozan Tufan yada Meireles'i oyuna sürmesi gerektiğini biliyor olmasına rağmen Pereira bunu yapmadı.
Ve 68'de beklenen oldu Topal oyundan atıldı hemde bir de bonus penaltı ile...
Evet hakem şartlı çıktı belkide Fenerbahçe ne yapsa o sahadan turu atlayarak çıkamayacaktı ama Pereira'da hakeme yardımcı oldu.
Avrupa'nın önde gelen kulüplerinin UEFA'ya baskı yaptığı ve patlamaların yaşandığı Türkiye'ye gelmek istememesi de Fenerbahçe maçında Bebek'in skandal kararlar vermesine çanak tuttu.
Nitekim Bebek'in Braga'lı oyuncuların Volkan'a sarı kart çıkar isteğini kırmaması bu durumu açık seçik ortaya koydu.
Türkiye'de bir oyuncu hakeme rakip oyuncuya kart çıkar diye işaret yaptığı zaman işareti yapan oyuncunun sarı kart gördüğünü bilmemize rağmen üstelik...
Cemaatin operasyonu ile şike denilerek Avrupa şampiyonu olabilecek bir Fenerbahçe takımının önünün kesilmesi ne bir ilk nede bir son olacak. Gırtlağına kadar skandallara batmış FİFA ve UEFA'nın bu tutumu sürdükçe Türk takımlarına karşı hep acımasız olunacak.
Fransa'nın göbeğinde Dünya'nın en önemli iki Milli takımı maç yaparken bomba patlatılınca EURO 2016 Avrupa Şampiyonası Fransa'nın elinden alınmaz ama Türkiye'de patladı mı Fenerbahçe'nin elinden tur şansı alınır.
Türk kulüpleri birbirini şikayet eder...
Hakan Çalhanoğlu gibi bir oyuncu şikayet edilir...
Ama Avrupa Şampiyonasında İsveç ile Danimarka birbirlerine gol atmayarak kol kola gruptan çıkar...
Shaktar, dopingli oyuncu Fred'i Fenerbahçe'ye karşı oynatır...
2010 Dünya kupası elemelerinde Fransa oyuncusu Henry İrlanda'ya eli ile gol atar kimse kimseyi şikayet etmez....
Zihniyet değişmezse malesef böyle çok hakem gelip Türk takımını sahada biçer...
Korkunç İvan, EURO 2008'de Türkiye'nin Bilic'li Hırvatistan'a karşı aldığı galibiyeti hazmedememiş olsa gerek fırsat bu fırsat dedi...
Ama önümüzde bir Avrupa Şampiyonası var ve Türkiye'de Hırvatistan'la aynı grupta
Artık söz Milli oyuncularımızda....