Gün geçmiyor ki kadına yaşatılan şiddetin etkisi ve sonuçları duyulmasın. Kadın denen evreni üretken kılan varlık tarihin her karesinde ezilmeye mahkûm hale getirildi. Sanki ayağa kalkışı ve gücü hep korkulası bir etkiye sahipti. Biliriz ya; “meyveli ağaç taşlanırmış”
Kadının bugün geldiği çıta yüksekliği aldı başını gidiyor, gidecek de. Günümüz kadını artık gerek içsel, gerekse dış donanımı yönünden gücünün farkında olmaya ve sesini duyurmaya başladı. Bu beni çok mutlu ediyor.
Toplumun varoluşunda yeni nesilleri dünyaya getiren, sanki tek başına dünyaya getirmiş gibi tek başına büyüten, maddi yüklerle kaderiymiş gibi mücadele eden, bireyselliği elinden alınmış olmasına rağmen, sonra baş kaldırıp kaldığı yerden bütün gücü ile ayakta kalan, topluma fayda yaratmak adına geride kalan yıllara inat eğitimine devam eden, özellikleri ile parmak ısırtan elleri öpülesi kadınlar.
Ben bir kadın olarak durup hayatıma bakıyorum her gün ve kendime şunu diyorum; bu hayatı yaşamanın iki yolu var
Ya, bana verilmiş olan akıl ve kullanım gücünün farkında olmak; bunu yaşamın içinde kullanmak. Üretken ve faydalı insan olmak.
Ya da, kaderin bana tanımladığı sadece “kadın” olarak kalmanın çaresiz tarafını seçmek.
Bu yol ayrımında en büyük özgürlüğüm seçim yapabilmek ve biliyorum ki;
Aklın kavradığı ve inandığı her şey başarılabilir.(N
Başarının sırrı amaca sadakattir(Benja
Güçlüklerin göbeğinde fırsatlar yatar(Einstein)
Seçemedin kadın olmayı ama İYİKİ KADIN olarak yaşıyorum.