İZMİR'İN "GARİP" KURULU İEKKK

2009'da İzmir'in Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun, o zamanlarda "danışmanı" olan İlknur Denizli'nin fikriyle kurduğu bir acayip "kurul" bu İEKKK (İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu)... Hazır 131. birleşimini yapmışken ben de "yorumlayayım" haber tadında.

Kurul diyorlar ama "kuruldan" çok "konsey" gibi...

Bu "konsey" kelamı da şu meşhur "Kurtlar Vadisi'nin" ilk bölümlerinde popüler olmuştu. Görünüşte namuslu bir iş insanının, aslında türlü yasadışı işlerin başı ve "baronu" olması, baronun altında da her yasadışı işin bir "küçük baronunun" bulunması dizinin konseptiydi. 

2009 yılı ilginç bir yıldı...

Hatırlıyorum da mesela Fetö denen okyanus ötesi şer çete ne kadar güçlüydü.  O ERGENEKON iftiraları nasıl da yer bulmuştu gündemde. Hep gelir gözümün önüne İlker Başbuğ, Hurşit Tolon ve nice iftira kurbanı yurtseverler.

O zamanlar iktidar dinleseydi uyarıları, yıllar sonra 15 Temmuz ihanet gecesi olur muydu acaba? 

29 Mart 2009'da Türkiye genelinde yerel seçimler yapılmıştı. 

AK Parti büyük şehirlerde bir çok belediyeyi kazandı, ancak oy oranında bir düşüş yaşadı. İzmir’de ise rahmetli Deniz Baykal'lı  "gerçek" CHP,  kazandı. Aziz Kocaoğlu "dürüst başkan" sloganıyla "İzmir'in Başkan Abisi" oldu. 

2009, İzmir'in EXPO girişiminin de başarısızlığa uğraması yılıydı. 2015 EXPO'sunun Milano'da yapılması kararı çıkmıştı. 

İzmir'de, Ahmet Piriştina'nın vefatıyla, meclis oylamasında Büyükşehir Belediye Başkanı olan Aziz Kocaoğlu, halkın oyuyla ilk Büyükşehir seçimini kazanmıştı. Kadrosunda da, daha sonra AK Parti Milletvekili olacak işkadını İlknur Denizli "danışman" olarak yer aldı. İlknur Denizli'yi en fazla destekleyen de, İzmirli iş insanı ve Aziz Bey'in yakın dostu Alaattin Yüksel'di. 

İşte bu zamanlarda kuruldu  İEKKK (İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu)... Tabii sadece İzmir'in "üst katmanlarında" ilgi çekti. Zira iş insanlarından rektörlere, bürokrasiden siyasete İzmir'in kendini "üst irade, kanaat önderi" sayan isimlerden oluşuyordu.

Tabii ki radarıma girmiş ve tepki dolu yazıp konuşmaya başlamıştım. 

Günlerden bir gün "Aziz Abi" aradı ve akşam başbaşa yemek yemeyi önerdi. Çiçekliköy'de bir mekana gittik. İzmir'i konuştuk, o anlattı ben dinledim, o dinledi ben anlattım. İlerleyen saatlerde kalktık, beni eve bırakacakken "bir de kahve içelim" dedi. Bir kahvehanede kahvemizi içerken bana "neden bu kadar eleştiriyorsun kurulu" diye sordu?  

Ben de cevap verdim "Abi" dedim "İzmir'in zenginlerinin İzmir'e şehircilik anlamında yararları var mı? Oluşturdukları bir müze, akademi falan var mı? İzmir'in eski mahallelerinde doğdukları halde, oraların bu kadar metruklaşmasına neden sessiz kalıyorlar?" 

Önce cevap vermedi, kalktık arabaya giderken kolumdan tuttu "Bak" dedi, "onlar bugüne dek hep kendi bahçelerini suladılar ama ben onlara İzmir'i sulamayı öğreteceğim!" 

Bilemem o kurul mu konsey mi neyse, bugüne dek "nereleri suladı yeşertti"?

İzmir'de ne başardı? İzmir'in hangi yarasına bir "yara bandı" sarılmasına vesile oldu. Bunun olması gerektiğini neden anlamıyor İzmir'in sermayesi, zenginleri, kanaat önderleri?

Ya hu "konuşmaktan" "toplanmaktan" başka somut bir çalışmalarını söyleyin bana. Alın size EGEV! Ege Ekomomisini Güçlendirme Vakfı!

Allah aşkına kurulduğundan bu yana "güçlenenler" kimler ve nereleri? Hep söylerim şimdi tam yeri, İzmir sermayesinde "İzmir aidiyeti" yok, yok, yok! Hatta İzmir sermayesinin "İzmirli" olduğu bile şüpheli! 

131. toplantıyı düzenlemiş kurulun başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay. 

Tamam, o da geleneğe uymuş.

Tabii kurulda zaman zaman değişimler de oluyor. Belediyeden birileri sunum falan yapıyor.  Bu kurula da yeni Genel Sekreter Ramazan Tezcan da teşrifiyle aza olmuş sanıyorum. Kendisi tıpkı başkanı gibi iletişime kapalı, İzmir hakkında "kitabi" bilgiler dışında ne biliyor, yanından geldiği "Ekrem İmamoğlu belediyeciliğinin" kodlarını İzmir'e uyarlayacağı dedikoduları her yerden duyuluyor.

Acaba kurul toplantısında kendisine soran olmuş mu? 

Sayın Tugay'ın neler dediğinin ayrıtılarını daha farklı yerlerde okuyabilirsiniz.

Ama konu başlıkları "Basmane Çukuru, Körfez, kentsel dönüşüm, botanik exposu".

Ayrıntı yok, başlık çok, derinlik ve merak uyandıracak heyecan yaratacak vurgular yok.

Sonra İzmir Vakfı Genel Müdürü Deniz Karaca, "İzmir Kent Kimliği" başlıklı bir sunum yapmış ki önemli. Zira İzmir'de ciddi riskler var ve İzmir'in 10 bin yıllık "kimliği" bir yandan belediyelerin liyakatsiz atamaları bir yandan siyasetin cahil yansımaları yüzünden tehlikede.

Genel Müdür'ün söyledikleri ilk olmadığı gibi "kopyala yapıştır kokuyor". Sadece konuşmak için ve sadece dar kalıplarda "mış" gibi yapmaktır bu.

Bakın gelen metinde hangi satırlar var:

 "Şehrin algısının güçlenmesi başlığı altında yaşanabilirlik, iş ve yatırım, eğitim, sağlık, kültür ve miras, sürdürebilirlik ve ulaşım, markalaşma, yönetişim kavramlarının ele alındığı sunumda İzmir için yapılması gerekenler sıralandı. Başka şehirlere ilham kaynağı olan İzmir’in iyi yaşam merkezi haline dönüşmesinin hedeflendiği aktarıldı."

Arkas grubu konuşmuş. Ama hakkını vermeliyim İzmir'e İzmir gibi yaklaşan bir grup ARKAS!

Ayrıca yeni bir "çalışma grubu" olşturulmuş ama buradaki "çalışma" nedir o yok. 

Sözün özü, İzmir sürekli tekrara düşürülen bir şehir oldu. Bir yandan demografik yapısının ciddi değişmesi, bir yandan başta CHP olmak üzere "siyaseten çantada keklik" görünmesi ve nepotik yaklaşılması, diğer yandan da siyasi iktidarın "nasılsa biz başarılı olamıyoruz" diye "saldım çayıra mevlam kayıra" tavırları. 

Çok merak ediyorum o kurulda bulunanlar ne düşünüyor?

Ama gerçekten ne düşünüyor? 

Kurulda Bamane çukuru var ama Basmane yok, Eşreefpaşa yok, Tepecik yok, Karataş yok, Yeşilyurt yok, Kemeraltı yok, Bayraklı yok... 

Peki ne var? "Sen ben bizim oğlanların çene suyu çorbaları" !

Peki AFİYET OLSUN İzmir! 

İEKKK Cemil Tugay Ramazan Tezcan Ekrem İmamoğlu İzmir İzmir